13 Mayıs 2022 Cuma

Sezai Karakoç-Diriliş Neslinin Âmentüsü


“Allah’a inanıyorum. Ben bir diriliş işçisiyim. Allah kentinin işçisiyim. Allah’ın övdüğü, beğendiği İslâm toplumunu ören, toplumunun örülen duvarında en küçük bir kum tanesi olmaktan öte öğüncüm olamaz.” (Sayfa: 8)

 

“Ben insanın ruh, ruhun da bir tapınak olduğuna inanıyorum. Bir başka deyişle, insan ruhunda bir tapınak, insan ruhunun bir tapınak olduğuna inanıyorum. İnsan orada kendi içine eğilir; o dupduru suda bulanıklığa ait ne varsa temizlenmeli ve o mermersi geometride tek ışık ve tek aydınlık yansımalıdır: Allah’a inanma ışığı ve ona inanma aydınlığı.

Sesimi yükseltirsem bunun için yükseltirim. Yoksa bunun dışında dünyada hiçbir şey ses yükseltmeye değmez.” (Sayfa:9)

“Doğuyu Batıyı bilmeliyiz. Eski uygarlıkları derinlemesine incelemeliyim. Yükseliş ve düşüşlerin sebeplerini derinden derine araştırmalıyım. Allah’ın insanoğluna en büyük nimeti olan İslâm inanç ve medeniyetine mensup olan bir toplum, nasıl olur da bugünkü acıklı duruma düşer? Bunun mutlaka bir veya birçok sebebi vardır. Bunu bilmeliyim. İşte bütün bu konuları incelemekte ilim benim rehberim olacaktır.” (Sayfa 15)

 

“Hakikate susamıştır sürekli olarak ruhum. Sürekli olarak hakikati araştırır. İslâm’ı öğrenmek ve daha derinden kavramak için gece gündüz çalışır. Peygamber önderdir, Kuran önderdir, kılavuzdur.” (Sayfa 22)

 

“Evet, inancıma göre, Müslüman, inanmış kişi, daima çağdaş olmalı. Ama neyle çağdaş olmalı? Başkalarıyla çağdaş olmak değil, burada kastettiğimiz çağdaşlık. Kendi kendisiyle çağdaş olmalı. İdeal İslâmla çağdaş olmaya çalışmalı sürekli olarak.

Geçmişteki büyük İslâm yaşantısına hayran olmakla yetinmemeli. O yaşantıyı bugün de gerçekleştirmeyi bir görev bilmeli.” (Sayfa:29)

 

Müslüman, aslında bir diriliş eridir Sezai Karakoç’a göre bu eserde. “Kendimin bir diriliş eri olduğuna inanıyorum. “ cümlesiyle başlayan “Diriliş Neslinin Âmentüsü” kitabında Sezai Karakoç aslında bizlere ideal Müslümanı anlatmak istemiştir. Eserin ilk satırlarında ise bir savaştan söz eder:

“Bu nasıl bir savaştır? Topla, tüfekle, bombayla, molotof kokteyli veya füze, nükleer silah veya gazla yapılan savaş olmaktan önce ve öte, bir ruh savaşıdır. Ruhlar arasında olan bir savaştır. (...)

Bu bir zihniyet savaşıdır. Karayla akın savaşıdır.

Bu bir hayat tarzı, dünya görüşü, yeni bir medeniyet savaşıdır.”

Bir “Diriliş Cephesi”nin bulunduğuna ve kendinin de o cephede bir savaş adamı olduğunu, olması gerektiğini bu sözlerle anlatır Sezai Karakoç.

Vücudunun ruhunun buyruğunda olması gerektiğini anlatan yazar ruhun, sürekli olarak, Allah’ı bilme, Allah huzurunda olma savaşı içinde olacağını bildirir. “Buna engel olmaya çalışan benlik içi veya ben ötesi bütün yâd varlıklarla savaşacaktır sürekli olarak ruh.” diye de sözlerine devam eder.

“Diriliş”i de açıklar Karakoç: “Diriliş, ruhun açtığı bu sürekli savaşı sürdürme ve bu savaştan sürekli olarak başarılı çıkma demektir.”

Önemli bir düşünce adamı, şair ve tıpkı Cemil Meriç gibi bir fikir işçisi olan Sezai Karakoç'un bu eserinde diriliş eri olmak isteyen herkese bir pusula niteliğinde bilgiler var. 68 sayfalık “Diriliş Neslinin Âmentüsü” adlı eser bir çırpıda okunacak bir eser değil aksine yavaş yavaş, notlar ala ala, özümseye özümseye okunacak bir kitap.

 

(Sezai Karakoç, Diriliş Neslinin Âmentüsü, Diriliş Yayınları 46. Baskı) 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Sezai Karakoç - Diriliş Muştusu

  Sezai Karakoç'un “Diriliş Muştusu” Adlı Eserinden Alıntılar -Diriliş eylemi, bir meşaleyi en elverişsiz şartlarda bile söndürmeden...