18 Temmuz 2022 Pazartesi

Reşat Nuri Güntekin’in “Acımak” Adlı Romanından Alıntılar


Türk edebiyatının en hüzünlü romanlarından birisi olan ve Reşat Nuri Güntekin’in kaleme aldığı “Acımak” adlı eserden en güzel alıntıları sizler için derledik. 

Reşat Nuri Güntekin’in “Acımak” Adlı Romanından Alıntılar

-(...) Parasız hiçbir şey olmaz, deriz... Esas itibariyle çok doğrudur... Fakat çalışan ve irade sahibi bir insanın da az para ile ne büyük işler yapabileceğine bu mektepten güzel misal gösterilemez... (Sayfa: 9)

-Bir insan için zaaftan mahrumiyet de büyük bir zaaf değil midir? Hatta zaafların en büyüğü... (Sayfa:12)

-Acımak... Ben, insan ruhlarındaki derinliğin ancak onunla ölçülebileceğine kaniim. Evet, dibi görünmeyen kuyulara atılan taş, nasıl çıkardığı sesle onların derinliğini gösterirse başkalarının elemi de bizim yüreklerimize düştüğü zaman çıkardığı sesle bize kendimizi, insanlığımızın derecesini öğretir... (Sayfa:12)

-Mamafih bu saadet, tamamıyla içime siniyor dersem yalan. Kalbimde bir gizli düğüm var. (Sayfa: 53)

-Evet, dünyada tam saadet olmuyor. Ne olurdu şu yaldızlı diplomayı, annemin çamaşır yıkamaktan çatlamış, şişmiş zavallı ellerine verebilseydim? (Sayfa: 53)

-Evet, ben, şimdi büsbütün başka bir adam oldum. Bir köşede kendimi unutturmaktan, başımı dinlemekten başka bir şey istemiyorum. (Sayfa: 86)

-(...) Fakat, ben onu ilk defa, masallarda olduğu gibi, su başlarında, gül bahçelerinde görmüş olsaydım bilmem bu kadar sevecek miydim? İnsanlar hiçbir vakit, ıstırap çektikleri zamanki kadar güzel olamazlar.

(...)

Ben aşkı şiirlerde, romanlarda olduğu gibi bir parlak yaz gecesinin mehtabında başlayıp sabahında biten bir rüya addedenlerden değildim. Benim için sevmek, bir başka insanın vücudundan, ruhundan bir parça hükmüne girmek, onunla beraber gülüp ağlamak, ıstıraplarını paylaşmak demekti. (Sayfa: 90)

-İnsanlar için şöyle böyle deriz ama aralarında iyileri de var... Fakat yazık ki, onlar, bu dünyada bir türlü bahtiyar olmanın yolunu bulamıyorlar. Ya bir çakır pençe arkadaşa düşüyorlar, ya akraba, ahbap şerrine uğruyorlar. Sessizliklerine, saffetlerine, hilm ve tahammüllerine kurban olup gidiyorlar. (Sayfa: 93)

-İstinat noktaları yavaş yavaş aşınan, sonra günün birinde en ehemmiyetsiz bir sarsıntı ile birdenbire çöken binalara benzedim. (Sayfa: 114)

-Kalbim kızgın demirle dağlanarak hissini kaybetmiş gibi hiçbir şey duymuyorum. Sade çocuklarım Feriha ile Zehra... Onların sevgisini de yüreğimden söküp atabilseydim... Fakat galiba buna imkân olmayacak. Kalbim çarptığı müddetçe bu damar böyle mütemadiyen sızlayıp duracak. (Sayfa: 133)

Reşat Nuri Güntekin / Acımak / Arka Kapak Yazısı

“Acımak”ta görevine bağlılığıyla tanınmış bir ilkokul başöğretmeni olan Zehra Hanım’ın trajik serüveni dile getiriliyor. Doğruluk, temizlik, fedakârlık hastalığı, onda insanlığın en değerli yeteneğini öldürmüştür: Acımak yeteneğini. Duygusal, geniş ruhlu bir kadın. Güzel, doğru, temiz şeyleri çılgınca seviyor. Ama zaafa, düşkünlüğe ve çirkinliğe acımıyor. Yapılmış bir kötülük için hiçbir gerekçe tanımıyor ve acımadan söküp atıveriyor. Bütün insanları etkilemiş güzel bir duygunun romanı.

(Reşat Nuri Güntekin, Çalıkuşu, İnkılâp Kitabevi)

 

 

 

 

 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Sezai Karakoç - Diriliş Muştusu

  Sezai Karakoç'un “Diriliş Muştusu” Adlı Eserinden Alıntılar -Diriliş eylemi, bir meşaleyi en elverişsiz şartlarda bile söndürmeden...