Öykü türünde edebiyatımızın önde gelen isimlerinden olan Rasim
Özdenören'in deneme türündeki eserleri de edebiyatımızda büyük ses
getirmiştir. Biz bu yazımızda Rasim Özdenören'in çeşitli zamanlarda
kaleme aldığı deneme türündeki yazılarının bir araya toplandığı “Edebiyat ve
Hayat” adlı kitabını ele alıp bu eserden alıntılar paylaşacağız.
İnceleyeceğimiz “Edebiyat ve Hayat” adlı kitapta
Rasim Özdenören’in sanat, edebiyat ve hayat üzerine çeşitli zamanlarda kaleme
aldığı birbirinden bağımsız ama aynı zamanda kendi içinde de bir bütünlük
oluşturan yazıları var. Rasim Özdenören’in “Edebiyat ve Hayat” adlı
eserini biz “deneme seçkisi” olarak da değerlendirebiliriz. Edebiyatın gücü,
edebiyatın insanlar üzerindeki etkisi, roman, öykü ve şiir üzerine tespitlerin
olduğu bu eserde Özdenören, yazmanın bir sanat olduğuna ve yazı yazmanın
inceliklerine de dikkat çekiyor. Edebiyatın her şey olmadığını ancak
edebiyatsız da kalınmayacağını vurgulayan Rasim Özdenören “Edebiyat Her Şey Değil
Ama...” başlıklı yazısında şunları dile getiriyor:
“Ne her şeyi edebiyattan bekleyecek kadar budala
olmalıyız, ne onu büsbütün yok sayacak kadar kavrayış yoksunu...
(...)
Gene söylüyorum, hayatın bütün anlamı kitaplardan ibaret
değil. Ama hayatın bazı anlamlarını kavrayabilmek için arada bir kitaplara,
dergilere de bakmak gerekli sayılmalı. Okuyunca da hayattan kaçmak için değil,
hayata müdahale için okumalı.” (Sayfa:22)
(Bu alıntı yazarın “Ruhun Malzemeleri” adlı kitabına
aittir. Derlenerek bu kitaba eklenmiştir.)
Kitabın Arka Kapak Yazısı
(...) Her biri ayrı ayrı, daha önce yayınlanmış deneme
kitaplarında yer almış olan bu yazılar, “hayat ve edebiyat” bağlamı gözetilerek
bir araya toplandı. Edebiyatımızın usta ismi Özdenören’in öyküleri kadar düşünsel
denemelerine de ilgi duyan okurlar için edebiyat ve sanat bağlamında özel bir
seçki olarak görülebilecek bu eser, edebiyatla kurulan ilişkinin hayatımızın
neresine düştüğüne dair ufuk açıcı önermelerde bulunuyor.
Rasim Özdenören’in “Edebiyat ve Hayat” Adlı Kitabından
Alıntılar
“(...) Bilimsel çalışmaların yöntemini kullanmaz edebiyat
eseri: sizi zorla bir yere götürme niyeti taşımaz. Onun işaret ettiği yere siz
kendiliğinizden varırsınız, daha doğrusu bir de bakarsınız, eserin alttan alta
sizi yönelttiği noktada duruyorsunuz.” (Sayfa:17)
“Edebiyat, kuşku yok ki, bir kültür ve uygarlık olayıdır.
Çeşitli işlevlerinden biri de, ait olduğu uygarlığın inceliklerini, nüanslarını
yakalamanıza yol açmasıdır. Alışılmış deyimiyle, daha önce bilmediğiniz ufuklar
açar önünüze. Yeni bir mantıkla düşünmeye başlarsınız.
(...) Çağlar, anlayışlar değiştikçe, büyük eser de kendi
içine yeni anlamlar katarak değişir, yenilenir. Bunu, büyük eserin her yeni
yoruma açık bir yanının bulunmasıyla açıklayabiliriz.” (Sayfa:18)
“Romanla hayat özdeş değildir. Hayatın kurallarıyla romanın
kuralları birbirinden ayrıdır. (...) Hayatın sınırları önceden kestirilemez, o,
kendi sınırsızlığının ufuklarına doğru yol almaktadır. Romansa, hayatın
sınırsızlığına bir anlatım biçimi verir, bir “form”a oturtur onu, deyim
yerindeyse hayatı yontar roman, kendi istediği biçimde yontar ve sınırlarını
tayin eder.” (Sayfa: 28)
Yazarın “Ruhun Malzemeleri”, “Yazı, İmge ve Gerçeklik”,
“Köpekçe Düşünceler”, “Ben ve Hayat ve Ölüm”, “Eşikte Duran İnsan”, “İpin Ucu”,
“Kent İlişkileri” gibi kitaplarında yer alan denemelerin bir araya
getirilerek oluşturulan ve yukarıda da belirttiğimiz gibi bir “deneme seçkisi” olarak
da nitelendirebileceğimiz “Edebiyat ve Hayat” adlı eser; edebiyat, roman,
öykü, şiir, yazı yazma sanatı hakkında düşünen, derinlemesine çözümlemeler yapmaya
çalışan, düşünsel nitelikli eserleri okumayı seven okurlar için bir başucu
kitabı niteliğindedir. Yavaş yavaş, sindire sindire ve notlar alarak okumanızı
tavsiye ediyor ve siz değerli okurlarımıza keyifli okumalar diliyoruz.
Kaynak: Rasim Özdenören, Edebiyat ve Hayat, İz
Yayıncılık, 2. Baskı
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder