Paulo Coelho – Veronika Ölmek İstiyor
Deliliği, deliliğin felsefesini, toplumdaki delilik
anlayışını sorgulatan bir roman... Bu yazımızda Paulo Coelho'nun “Veronika
Ölmek İstiyor” adlı romanını ele alacağız.
Kitabın ismi ne kadar ürkütücü ve çarpıcı değil mi? İsmi
kadar kendisi de çarpıcı bir roman “Veronika Ölmek İstiyor”. Romanın
başkahramanı Veronika yirmili yaşlarda genç bir kızdır. Dışarıdan her
istediğine sahip gibi görünür ancak durum tam olarak böyle değildir. Ona göre
hayatında hep bir şeyler eksiktir. Hayat onun için oldukça sıradan hâle gelir
ve sonunda intihar girişiminde bulunur. Ancak bu intihar girişimi
başarısızlıkla sonuçlanır. Başarısızlıkla sonuçlanan bu intihar girişiminden
sonra Veronika bir akıl hastanesine yatırılır. Yazar bunu eserinde şu
cümlelerle anlatır:
“Duyduğu acıya ve boğulma hissine karşın neler olduğunu
hemen anladı Veronika. Kendini öldürmeye çalışmış ama biri gelip onu
kurtarmıştı. (...) Gerçek şu ki, ölmemişti ve Villete’e getirilmişti.
Büyük korku kaynağı olan, ünlü tımarhane Villete...” (Syf:24)
Aslında bu başarısızlıkla sonuçlanan intihar girişimi
Veronika'yı bambaşka şeylere sürükler. Veronika, akıl hastanesinde kaldığı
zaman diliminde diğer hastalarla iletişim kurar. Kurduğu bu iletişim ve yaptığı
paylaşımlar sonucunda daha önce farkına varmadığı duyguları tadar.
Paulo Coelho'nun “Veronika Ölmek İstiyor” Adlı Eserinden
Alıntılar
-Kimsenin kimseyi yargılayacak durumu yok. Her insan
kendi bilir çektiği acının boyutlarını ya da yaşamında anlamın hepten yok
olduğunu. (Syf:26)
-Tüm ömrünü bir şeyler bekleyerek geçirmişti zaten;
babasının işten eve dönmesini beklemek, sevgiliden gelecek ama hiç gelmeyen
mektubu, yıl sonu sınavlarını, treni, otobüsü, telefonu, tatilleri, tatillerin
sonunu beklemek, hep beklemek. Şimdi de kendisiyle önceden randevulaşmış olan
ölümü beklemek zorundaydı.
“Böyle bir şey ancak benim başıma gelebilir. Normalde
insanlar en beklemedikleri gün ölürler.” (Syf:42)
-(...) akıl hastanesi, delilik, tımarhane, insanların
deli olduklarını kabullenmekten çekinmedikleri, sırf başkalarına hoş görünmek
için keyifli bir durumdan vazgeçemedikleri bir yer. (Syf:52)
-“Deli olmak, düşüncelerini iletmekten âciz olmak demek.
Sanki yabancı bir ülkedesin, çevrede olup biten her şeyi görüyor, anlıyorsun
ama istediğini anlatmaktan dolayısıyla da yardım bulmaktan umutsuzsun, çünkü
orada konuşulan dili bilmiyor, anlamıyorsun.”
“Hepimiz hissetmişizdir bunu.”
“Hepimiz şu ya da bu biçimde deliyiz zaten.”
-“Her gün her gece binlerce ölüm yaşıyorum, birinizin
bile şu kadarcık umurunda değilim.” (Syf:93)
Delilik ve delilik algısı üzerine düşündüren, bu kavramları
sorgulatan bir eser olan “Veronika Ölmek İstiyor” adlı eseri beğeneceğinizi
düşünüyor ve okumanızı tavsiye ediyoruz.
Okumayı hayatınızın merkezine almanız dileğiyle, kitaplarla
dolu günler diliyoruz.
(Kaynak: Paulo Coelho, Veronika Ölmek İstiyor, Can Yayınları)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder