12 Mart 2023 Pazar

Mustafa Kutlu - Hayat Güzeldir

 

Mustafa Kutlu’nun “Hayat Güzeldir” Adlı Eserinden Alıntılar

-Ne güzel şey nefes almak.

Şu çiçeklerin, kuşların arasında olmak.

 

-Beklemek ne kadar zor.

 

-Âşık olan her zorluğa katlanır. El ele tutuştukları zaman zorluk falan kalmıyordu. Ağaçlar aniden yaprak açıyor, güller kokuyor, kuşlar cıvıldaşıyordu.

 

-Paradan korkulur mu?

Korkulur efendim.

Babayı oğuldan, karıyı kocadan ayıran; haneleri viran eden, sarayları deviren o. Bu nasıl bir yüktür efendi?

 

-Yarabbi hayat ne kadar güzel. Ama bizim gözümüz kör, kulağımız sağır. Ancak dara düştüğümüzde, paçamız sıkıştığında görüyoruz bu güzellikleri. Bu ne kadar nimet! Bunların hangi birine şükretmeli?

 

-Dünya bu.

Cenab-ı Hak bunlarla uğraşalım, ama esas itibarı ile kendisine ibadet edelim, iyi bir kul olalım diye yaratmış insanoğlunu.

Lakin nefsin orduları bu hakikate varmak için çıktığımız seferde yolumuzu kesiyor. Şeytan bizi bir eşyadan ötekine fırlatıyor, gaflet perdesi gözümüzden kalkmıyor.

 

-Güzellik böyledir; çocuk da olsa, yaşlı da olsa, dilinden anlayanı yüreğinden vurur.

4 Mart 2023 Cumartesi

Paulo Coelho - Veronika Ölmek İstiyor

 

Paulo Coelho – Veronika Ölmek İstiyor

Deliliği, deliliğin felsefesini, toplumdaki delilik anlayışını sorgulatan bir roman... Bu yazımızda Paulo Coelho'nun “Veronika Ölmek İstiyor” adlı romanını ele alacağız.

Kitabın ismi ne kadar ürkütücü ve çarpıcı değil mi? İsmi kadar kendisi de çarpıcı bir roman “Veronika Ölmek İstiyor”. Romanın başkahramanı Veronika yirmili yaşlarda genç bir kızdır. Dışarıdan her istediğine sahip gibi görünür ancak durum tam olarak böyle değildir. Ona göre hayatında hep bir şeyler eksiktir. Hayat onun için oldukça sıradan hâle gelir ve sonunda intihar girişiminde bulunur. Ancak bu intihar girişimi başarısızlıkla sonuçlanır. Başarısızlıkla sonuçlanan bu intihar girişiminden sonra Veronika bir akıl hastanesine yatırılır. Yazar bunu eserinde şu cümlelerle anlatır:

 

“Duyduğu acıya ve boğulma hissine karşın neler olduğunu hemen anladı Veronika. Kendini öldürmeye çalışmış ama biri gelip onu kurtarmıştı. (...) Gerçek şu ki, ölmemişti ve Villete’e getirilmişti.

Büyük korku kaynağı olan, ünlü tımarhane Villete...” (Syf:24)

 

Aslında bu başarısızlıkla sonuçlanan intihar girişimi Veronika'yı bambaşka şeylere sürükler. Veronika, akıl hastanesinde kaldığı zaman diliminde diğer hastalarla iletişim kurar. Kurduğu bu iletişim ve yaptığı paylaşımlar sonucunda daha önce farkına varmadığı duyguları tadar.

 

Paulo Coelho'nun “Veronika Ölmek İstiyor” Adlı Eserinden Alıntılar

-Kimsenin kimseyi yargılayacak durumu yok. Her insan kendi bilir çektiği acının boyutlarını ya da yaşamında anlamın hepten yok olduğunu. (Syf:26)

-Tüm ömrünü bir şeyler bekleyerek geçirmişti zaten; babasının işten eve dönmesini beklemek, sevgiliden gelecek ama hiç gelmeyen mektubu, yıl sonu sınavlarını, treni, otobüsü, telefonu, tatilleri, tatillerin sonunu beklemek, hep beklemek. Şimdi de kendisiyle önceden randevulaşmış olan ölümü beklemek zorundaydı.

“Böyle bir şey ancak benim başıma gelebilir. Normalde insanlar en beklemedikleri gün ölürler.” (Syf:42)

-(...) akıl hastanesi, delilik, tımarhane, insanların deli olduklarını kabullenmekten çekinmedikleri, sırf başkalarına hoş görünmek için keyifli bir durumdan vazgeçemedikleri bir yer. (Syf:52)

-“Deli olmak, düşüncelerini iletmekten âciz olmak demek. Sanki yabancı bir ülkedesin, çevrede olup biten her şeyi görüyor, anlıyorsun ama istediğini anlatmaktan dolayısıyla da yardım bulmaktan umutsuzsun, çünkü orada konuşulan dili bilmiyor, anlamıyorsun.”

“Hepimiz hissetmişizdir bunu.”

“Hepimiz şu ya da bu biçimde deliyiz zaten.”

-“Her gün her gece binlerce ölüm yaşıyorum, birinizin bile şu kadarcık umurunda değilim.” (Syf:93)


Delilik ve delilik algısı üzerine düşündüren, bu kavramları sorgulatan bir eser olan “Veronika Ölmek İstiyor” adlı eseri beğeneceğinizi düşünüyor ve okumanızı tavsiye ediyoruz.

Okumayı hayatınızın merkezine almanız dileğiyle, kitaplarla dolu günler diliyoruz.

İlber Ortaylı - İnsan Geleceğini Nasıl Kurar?

 


İlber Ortaylı – İnsan Geleceğini Nasıl Kurar?

İnsan, kendi hayatının mimarı olabilir mi? İnsanın kendi geleceğini kurması mümkün müdür? İnsan kendini nasıl inşa eder? Zaman yönetimi nasıl olmalı? Bu ve bunun gibi birçok sorunun cevabı İlber Ortaylı’nın “İnsan Geleceğini Nasıl Kurar?” adlı eserinde mevcut...

Kitap; siyaset, kültür ve tarih üzerine söyleşiler yapan gazeteci Yenal Bilgici'nin ünlü tarihçi İlber Ortaylı ile yaptığı söyleşiden oluşuyor. Tıpkı “Bir Ömür Nasıl Yaşanır?” adlı eserinde olduğu gibi... Yapılan söyleşide İlber Ortaylı şu soruların cevabını veriyor:

1)İnsan Kendini Nasıl İnşa Eder?

2)Yetenek Nedir, Nasıl Kullanılır?

3)İdame-i Hayat Nedir ve Neden Önemlidir?

4)Zor Zamanlarda Nelerden Güç Alırız?

5)Toplum Kendini Nasıl Devam Ettirir?

6)Eğitimden En Çok Nasıl Fayda Sağlanır?

7)Etrafa Bakma Sanatı Nedir, Nasıl Öğrenilir?

8)İlhamı Nerede Arayacağız?

9)Umudumuzu Nasıl Koruyacağız?

 

Bu kitabı bir “yaşam rehberi” olarak değerlendirirsek hataya düşmeyiz sanırız. Platon, Seneca, Cicero, İbn Haldun, Julius Caesar, Mustafa Kemal Atatürk gibi tarihî kişiliklerden örneklerle, geçmişin içinde yapılan bir yolculuk olarak da nitelendirebiliriz.

Kitap hakkında kısaca bilgi verdikten sonra sizlere bu kitaptan çarpıcı alıntılar da sunmak istiyoruz.

 

İlber Ortaylı’nın “İnsan Geleceğini Nasıl Kurar?” Adlı Eserinden Alıntılar

-Çoğu insanın yol açmaya cesareti yoktur. Ya sağa döner ya sola; üçüncü bir yoldan yürümek istemez. Hep hazır yola sapmaya çalışır. Kendi taş yolunu döşeme gayretini bir türlü sarf etmez. Bu bir cüret, cesaret meselesidir.

-Bir yol tıkalıysa diğerinden gidersiniz, o da yoksa üçüncü yolu siz yaratırsınız. Bu, bütün hayatınız için geçerlidir. Ancak bir defa geçtiğiniz yoldan bir daha geri dönmeyeceksiniz. Çünkü lüzumsuz geri dönüş başarısızlıktır, tekrara düşmektir, ufku kapatmaktır. (İlber Ortaylı bunu söylerken ünlü komutanlar Hannibal ve Tarık bin Ziyad’dan örnekler verir.)

-Bir hedef bulacaksınız, o uğurda çalışacaksınız, hedefinizi gerçekleştirmek için bir yol arayacaksınız, yol yoksa da o yolu yapacaksınız. Hayattaki gayemiz budur.

-(...) İnsan yetenekleri ölçüsünde çalışırsa yaptığı işi de sever. İnsan sevdiği işi yapınca işinin büyüklüğünün küçüklüğünün de önemi yoktur.

-Yetenek yetmez. İnsanın hem kendini geliştirmesi hem de çevresinin, içinde yaşadığı dünyanın ve bu dünyanın taleplerinin farkında olması da gerekiyor.

-Çok açık ki insanın gözünü, hafızasını eğitmesi gerekir. İnsanın teknolojiyi kendine uydurması gerekir. Teknoloji sizin mürşidiniz olamaz, siz onu kullanırsınız. Sizden daha hızlıdır ama onu yöneten yine siz olmalısınız.

-Ben her zaman plânlı yaşadım, önüme bakmaya çalışarak yaşadım. Peki, hep doğru olanı mı seçtim? Hayır. 70’li yaşlarımda dahi her zaman en doğru olanı seçtiğini söyleyemem ama rüzgârın önünde savrulmamak, belli bir doğrultuyu seçerek yapmak için plan yapmanın önemini yabana atamam.

Kaynak: İlber Ortaylı, İnsan Geleceğini Nasıl Kurar?, Söyleşi: Yenal Bilgici, Kronik Yayıncılık)

Sezai Karakoç - Diriliş Muştusu

  Sezai Karakoç'un “Diriliş Muştusu” Adlı Eserinden Alıntılar -Diriliş eylemi, bir meşaleyi en elverişsiz şartlarda bile söndürmeden...