İvan Aleksandroviç Gonçarov / Oblomov
“Oblomov birden parladı:
-Hayır, hiç de değil! Hırsızı, düşmüş kadını, aldatılmış bir budalayı anlatın, anlatın ama insanı da unutmayın. Sizin için insan diye bir şey yok mu? Yalnız kafanızla yazmak istiyorsunuz. Düşünmek için kalpsiz olmak gerekir, sanıyorsunuz. Hayır, düşünmeyi besleyen sevgidir. Düşen adama el uzatın, mahvolan bir adamın hâline ağlayın, onunla alay etmeyin. Sevin onu! Onda kendinizi görün ve ona kendinizmiş gibi bakın.” (Sayfa:32)
-(...) Hiçbir şeyden umudu kesmemeli. İnsan kendini bir bıraktı mı yandı? (Sayfa:42)
-Zaten Oblomov yaşlandıkça, kendisine bir çocuk utangaçlığı geliyordu. Dışarı ile bağlantısı azala azala kendi hayatının dışında kalan her şeyden ürküyor, çekiniyordu. Ama odasının tavanındaki çatırtılardan korkmuyordu; onlara alışmıştı. Odasındaki kapanık havanın, bütün gün dört duvar arasında oturmanın sağlığına gece rutubetinden daha zararlı olacağını, durduğu yerde yemek üstüne yemek yemenin insanı yavaş yavaş çökerteceğini düşünmüyordu; çünkü bunlara alışmıştı; alıştığı şeylerden korkmuyordu. Alışmadığı şey, hareket etmek, hayata karışmak, adam görmek, öteye beriye koşmaktı. Fazla kalabalıkta boğulur gibi oluyordu; bir kayığa binse, bir daha karaya ayak basamayacağı kuruntusuna kapılıyordu; arabaya binse atlar gemi azıya alıp kaçacaklar sanıyordu. Bazen delice korkulara düşüyor, çevresindeki sessizlikten ürküyor, şaşırıp kalıyor, vücudunu soğuk ürpermeler sarıyordu. Gözleri karanlık bir köşeye saplanıyor, oradan bir hayalet çıkıverecek sanıyordu. (Sayfa:72)
-Evet, hayat konusunda şairim, çünkü hayat bir şiirdir. Onu insanlar berbat ediyor. (Sayfa:220)
-(...) Her şeyi biliyorum, anlıyorum, ama gücüm, iradem yok. (Sayfa:225)
Niçin böyle dertlisiniz?
-Bilmem ki, Olga Sergeyevna. Mutlu olmama da neden yok; nasıl olayım?
-Çalışın, insanlarla daha fazla düşüp kalkın.
-İnsanın bir gayesi olmalı ki, çalışsın. Benim gayem ne? Hiçbir şey.
-Gaye yaşamak.
-İnsan niçin yaşadığını bilmezse günü gününe yaşamakla kalıyor; günün geçmesini, gecenin gelmesini beklemekten başka zevki olmuyor. Bugün nasıl yaşadım, sorusuna cevap vermeden uykuya dalıyor, ertesi gün gene aynı hayat. (Sayfa:286)
Kaynak: İvan Aleksandroviç Gonçarov, Oblomov, Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, Çevirenler: Sabahattin Eyüboğlu, Erol Güney