9 Ekim 2022 Pazar

Ali Ural - Posta Kutusundaki Mizika

 


-Hayat, bilgi istediği gibi bedel de istiyor. Ekmeği tanıman yetmiyor, onu sofrana götürebilmek için bedel de ödüyorsun. Postanedeki memurun "pul!" diye feryat etmesi boşuna değil. Hayat bedel istiyor.


-Söylenen her söz binamıza yeni bir tuğla ekler. Bu yüzden ağzımızdan kaçmamalı kelimeler. Onlar bizim mahkûmlarımızdır, izin verdiğimizde çıkmalılar dışarıya.


-Acaba bir şeyin tamamına sahip olmak insanı hoyrat ve küstah mı yapıyordu? Vuslattan sonra bunun için mi bitiyordu aşklar? Bunun için mi zarafeti korumak güçleşiyor ve davranışlara sızıyordu isyan?


-Sevgili Dost,

Elimiz acaba insanlığın mutluluğuna mı yoksa sefaletine mi katkıda bulunuyor? Eldivenlerimizi çıkarabilirsek, belki parmak izlerimizden anlayabiliriz neler yaptığımızı.


-Sevinçler ne de küçük ölüyorlar. Hâlbuki büyük doğmuşlardı.


-İnsan değişmedi; vicdanıyla tutkuları arasında bocalayıp duruyor. Tutkularına esir düştüğü zamanlarda bile, kendisini rahatlatacak nedenler ve yöntemler bulmakta zorlanmıyor.


-Sevgili Dost,

Herkes kaybetti. Ölüm kazandı. Mezar taşlarına "Huve'l Bâki" kazındı.


(Kaynak: Ali Ural, Posta Kutusundaki Mızıka, Şule Yayınları) 



İvan Aleksandroviç Gonçarov / Oblomov

İvan Aleksandroviç Gonçarov / Oblomov  “Oblomov birden parladı: -Hayır, hiç de değil! Hırsızı, düşmüş kadını, aldatılmış bir budalayı anlatı...